Hiç kimseyi, hiçbir şeyi yerine koyamayışım. hep bir eksiklik duygusu, yarım mutluluklar, hayal kırıklıkları, aradığını bulamamaklar, kaçışlar dünyadan ve içindekilerden. sabır ne güzel ama ne kadar zor bazen. ay şekerim, yaşın kaç, başın kaç, neler düşünüyorsun böyle. gez, dolaş, ye ,iç, keyfine bak, ben senin yerinde olacağım. Yersem, içersem, gezersem, dolaşırsam geçermiş, kurtulurmuşum böyle düşüncelerden. böyle düşüncelerden kurtulmak! Ne diyor bu insanlar? Hiç de ö.

Hayat bir imtihansa insan ölmek için ne acılara katlanıyor. Hissiz birakan, tad vermeyen, uyku hali-yari ölü olma durumu-yavas yavas hiclige dogru yol alma. Baskalari hayatlarini yasarken sen hammaddesi buz olan bir heykel gibisin. Ciglik atiyorsun, deli gibi agliyorsun ama kimse duymuyor. Uzun zamandır baskı altında hissediyorum kendimi,.

Gökyüzünün altında alınan her soluk, bir öyküdür. Hızla büyüyor, zaman nasıl bu kadar çabuk geçiyor. Artık yavaş yavaş çocuk halleri almaya başladı. Bana sarılıyor, öpüyor, yanımdan bir an olsun ayrılmak istemiyor. Babasıyla dışarı çıkarken ona el sallıyorum, yüzünde mutluluğun en saf hali, yüzünde çiçekler, kelebekler, benim yüzümde onun mutluluk dalgaları yayılıyor. Biliyorum, günlerin zaten hiç güzel olmadığını, d.

8216;-Dilim lâl, yoksa hayatımı mı sayıklıyorum? Gecelerinin de ihya ettiğimden olsa gerek, hayatımın en uzun ve en güzel sonbaharıydı. Sevmenin kışlık bir palto ya da yazlık bir şapka gibi gönlümün duvarında asılı durduğu zamanlardı.